Percy Jackson

Percy jackson Rick Riordanın oluşturduğu Mitolojik(Yunan-Roma) kurgu Serilerinin baş karakteridir
İlk Seri=Percy Jackson Ve Olimposlular
  • Şimşek Hırsızı
  • Canavarlar Denizi
  • Titanın Laneti
  • Labirent Savaşı
  • Son olimposludur

İkinci Seri=Olimpos Kahramanları

  • Kayıp Kahraman
  • Neptünün Oğlu 
  • Athenanın İşareti
  • Hadesin Evi
  • Olimposun Kanı

 

Serapis'in Asası - Ön Okuma çıktı :)

İki başlı canavarı görene dek, Annabeth gününün daha da kötüye gidebileceğini hiç düşünmüyordu. 

 

Bütün sabahını okulda telafi iş yaparak geçirmişti. (Erkek arkadaşı ile birlikte dünyayı canavarlardan ve düzenbaz Yunan tanrılarından kurtarmak için dersleri asmak ortalamasını gerçekten alt üst ediyordu.) Sonra ise, lokal bir mimarlık firmasında yaz stajyerliğine başvurmak için erkek arkadaşı ve bazı arkadaşlarıyla sinemaya gitmekten vazgeçmişti. Ne yazık ki, beyni pelte gibiydi. İş görüşmesinde pot kırdığından emindi. 

 

Sonunda, öğleden sonra saat dört sularında, Washington Square Park’ı zorla yürüyerek geçip, metro istasyonuna doğru giderken birden bir yığın taze inek gübresine bastı. 

 

Gökyüzüne kötü bir bakış fırlattı. “Hera!”Diğer yayalar ona garip bakışlar fırlattılar, ama Annabeth’in umurunda bile değildi. Bu tanrıçanın eşek şakalarından bıkmıştı. Annabeth, Hera için pek çok görev yapmıştı, ama Majeste Havaifişek Hazretleri Annabeth’in üstüne basması için hala kutsal hayvanından hediyeler bırakıyordu. Tanrıçanın Manhattan’da gezinen gizli bir inek sürüsü olmalıydı. 

 

West Fourth Street İstasyonu’na vardığında, Annabeth huysuz ve bitkindi ve tek istediği şey onu şehrin yukarısındaki Percy’nin evine götürecek olan F trenine binmekti. Film için çok geçti ama belki beraber akşam yemeği yiyebilir veya ona benzer bir şey yapabilirlerdi. 

 

Sonra canavarı gördü. ... Devamı Haberlerde

 

 

 

Haberler

Olimpos'un Kanı Ön Okuma Çıktı!

21.06.2014 19:59
Bölüm 1: JASON Jason yaşlı olmaktan nefret etmişti. Eklemleri acıyordu. Bacakları titriyordu. Tepeyi tırmanmaya çalışırken, ciğerlerinden sanki bir kutu taşla doluymuşlar gibi hırıltılar geliyordu. Tanrılara şükürler olsun ki yüzünü göremiyordu, ama elleri eğri büğrüydü ve kemikleri belli oluyordu....